İşe bisikletle gidip gelmeye başladıktan sonra koşu antrenmanları otomatikman azalmış ve belli bir süre sonra neredeyse tamamen gündemden kalkmıştı.Yaklaşık 2 senedir düzenli koşu antrenmanı yapmıyordum. Katıldığım ve doğa yürüyüşü tadında bitirdiğim Kaçkar Ultra ve Uludağ Ultra dışında hiçbir yarışa katılmamıştım. Bu süreç neredeyse 2 seneyi bulmuştu. Başlarda 2-3 hafta koşmuyor sonra haftasonu çıkıp 20-25km koşunca, ''tamam, yıllardır kazandığım koşu hafızası duruyor.'' diye düşünüyordum. Bu yaklaşık 6-12 ay devam etti. Daha sonrasında koşu hafızası yalan oldu:) Çok nadir çıkıp 10-12 km koşularda km geçişleri 6:00 dk'nın altına inmeye başladığında koşunun son kısımları bana eziyet olmaya başladı. Koşu anlamında antrenman sitelerinde yazan ''untrained person'' sıfatını sonuna kadar hakeden bir seviyeye inmiştim.
7 Aralık 2018 Cuma
3 Temmuz 2018 Salı
Velotürk Çeşme Granfondo 2017
Blog yazmaya ilk başladığımda sadece yarış raporu başlığı altında koştuğum yarışlarda yaşadıklarımı anlatmaya çalışıyor, yarışa katılmaya karar verdiğim ilk andan bütün hazırlık sürecinin istatiksel bir özeti, yaşadıklarım, yarışta bedenimin fiziksel ve psikolojik reaksiyonunu, yarış sonrasını ve eğer değinilecek birşey varsa organizasyon hakkında olumlu olumsuz birşeyler yazıp yazıyı bitiriyordum. Bu yazılarda işin büyük kısmında yarış öncesi aylarca süren hazırlık safhası, yaptığım antrenmanlar, nabız değerleri, haftalık süreler, antrenman içerikleri vs hepsini detaylı birşekilde anlatıyordum. Ve işin açıkcası, uzun araştırmalarla çeşitli kaynaklardan edinilen bu bilgileri uygulayıp bu blogda paylaşmak çok hoşuma gidiyordu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)